Çocuk ve Çocuk Hakları
- azrashnky
- 27 Eyl
- 3 dakikada okunur
Çocuk, belli bir olgunluk seviyesine gelmemiş, çevresindekilerin bakım ve yardımına ihtiyaç duyan ve toplumun bir parçası olan bireydir. Çocukluk evresi çocuğun anne rahmine düştüğü ve henüz 18 yaşına girmediği aralığı ifade eder. BM Çocuk hakları sözleşmesine göre 18 yaşına kadar her insan bir çocuk olarak kabul edilir. Çocuk başta ailenin ve sonrasında toplumun bir parçasıdır. Her yetişkin bireyin geçirdiği bir çocukluk evresi vardır ve yetişkinlikte davranışlarımızı, ruhsal durumumuzu ve hatta hayatımızı belirleyecek kadar önemli bir evredir. Bundan dolayı çocuklar bir ülkenin geleceğidir çünkü her çocuk ülkesinde yetişkin olarak toplumda varlık gösterecektir. Çocukluk döneminde ailemizin bizi yetiştirme şekli, fiziki veya sanal çevremiz, ilerleyen yaşlarda bizim gelişimimiz için yaptıklarımız yetişkin olduğumuzda sağlıklı birey olmamız, topluma katkı sunmamız ve sonraki gelecek nesilleri yetiştirmemiz bakımından oldukça önemlidir. Toplumun bir parçası olarak çocuk, gerekli ilgi ve şefkati görmeli ve sağlıklı gelişimi için desteklenmelidir.

Tarihte çocuğa karşı bakış açısına yön veren iki düşünür vardır: John Locke ve Aristo. İkisi de çocuğu benzer şekillerde tanımlamışlardır. Aristo’ya göre, çocuğun davranışlarında aklı kullanmadığı için erdeme ulaşamaz. O yüzden çocukluğu henüz olgunlaşmamış evre olarak tanımlar.
John Locke’a göre ise çocuk “yetişkinler gibi hak sahibi olan fakat daha onları kullanma yeterliliğine sahip olmayan bundan dolayı ebeveynlerinden destek alan ve eksik yönlerinin ebeveynleri tarafından tamamlanmaya ihtiyaç duyan bireydir.” John Locke’un görüşleri daha çok korumacı yaklaşıma yakın görüşlerdir. Yani çocuğun eksik, olgunlaşmamış ve belli bir yeterliliğe ulaşmadığını bundan dolayı ailesinin rehberliğine ve korumasına ihtiyaç duyduğunu ifade eder.
Günümüzde ise hem günlük hayatta hem hukuk alanında çocuğa yönelik yaklaşım konusunda korumacı yaklaşım ile hak anlayışı arasında denge kurmaya çalışılır. Çocuğun bir birey olarak haklara sahip olduğu kabul edilir ama bu hakları kullanması için sınırsız bir özgürlük tanınmasından ziyade belli bir olgunluk seviyesine ulaşmadığı için ebeveynleri tarafından koruma ve rehberlik verilerek denge kurulmaya çalışılır.
Çocuk Hukuku, çocukların haklarını ve çocuğu ilgilendiren konuları kapsayan geniş bir kavramdır. Çocuk hukuku başlı başına özel hukuk alanı olmadığı gibi başlı başına bir kamu hukuku alanı da değildir. Çocuk-aile ilişkisi bakımından özel hukuk özelliği gösterirken, devlet-çocuk ilişkisi bakımından kamu hukuku özelliği göstermektedir. Çocuk hakları, çocuk hukukunun bir kısmını kapsamaktadır. Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde devlet, çocukların haklarını korumakla yükümlüdür. Bu koruma pasif yani onların özgürlük alanına saygı göstermek şeklinde olabileceği gibi, aktif yani bu hakları desteklemek, geliştirmek ve uygulamasını kolaylaştırmak şeklinde de olabilir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde çocukların hakları dört kategoride incelenmektedir:
1- Yaşamsal haklar
2- Korunma hakları
3- Katılma hakları
4- Gelişim hakları
Yaşamsal haklar; barınma, giyim, sağlık vb. temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik hakları ifade etmektedir. Gelişim hakları; çocuğun kendini eğitim, bilim, sanat vb. alanlarda geliştirmesi için gerekli olan hakları ifade etmektedir. Korunma hakları ise çocuğun sağlıklı bir yetişkin olması için istismar, kötü muamele, işkence gibi her türlü fiziksel ve ruhsal ihmallerden korunmayı ve bir işte çalıştırılma, insan ticareti ve fuhuş gibi suçlardan korunmayı ifade eder. Katılma hakları ise çocuğun bir birey olarak bazı konularda söz sahibi olma ve ailedeki ve okuldaki konularda verilen kararlara katılma olarak açıklanabilir.
Çocukların haklarının hayata geçirilmesi ve iyi bir şekilde uygulanması noktasında hem aileye hem de devlete büyük iş düşmektedir. Çocuk hakları ve çocuk hukuku düzenlemelerinin asıl amacı, çocuğu istismar ve kötü ortamlardan koruyarak sağlıklı bireyler olarak yetişmesini sağlamaktır. Bu alanın son dönemlerde bu kadar geliştirilmesi gerekli ve önemli görülmesinin nedeni insanların çocukluk döneminin ne kadar önemli olduğunun farkına varmasıdır. Çünkü son dönemlerde eskiye nazaran psikoloji bilimine olan ilgi artmıştır. Psikoloji bilimine göre de şu anki davranışlarımızın çoğu çocukluk döneminin bir yansımasıdır. Bundan dolayı insanlar artık çocukluk dönemlerini tekrar gözden geçirme ihtiyacı hissetmekte ve o dönemde yapılan hataları kendi çocuklarında yapmamak için gayret göstermektedirler. insanlarda bu bakış açısının çoğalması ile buna paralel olarak çocuk hakları ve çocuk hukuku alanı da gelişim göstermeye devam etmektedir. Çocuk Hukuku, çocuktan yana, çocuğun yararını ve esenliğini gözeten bir hukuk felsefesi üzerinde inşa olduğu ölçüde özgün bir hukuk dalına dönüşebilir. (Şirin, 2016)
Bu alanla ilgili önemli uluslararası düzenleme Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesidir. Anayasamızın 90.maddesine göre usulüne göre yürürlüğe konmuş uluslararası antlaşmalar kanun hükmündedir. Ülkemiz bu antlaşmaya taraf olduğu için iç hukukumuzda da aynen uygulamak zorundadır.
Madde 4 (BMÇHS)
Taraf Devletler, bu Sözleşmede tanınan hakların uygulanması amacıyla gereken her türlü yasal, idari ve diğer önlemleri alırlar.
Bu sözleşmenin temelinde çokça vurgulanan nokta: Çocuğun üstün yararıdır.

Bizim ülkemiz dahil tüm dünya hukuk sistemlerinde her konuda çocuk hakları korunurken dikkat alınan menfaat çocuğun üstün yararıdır. Sözleşmede çocuğun temel yaşam haklarına sahip olduğu, haklarını kullanabilmesi için devletlerin gereken çabayı göstermesi gerektiği, çocukların koruma haklarına saygı göstermesi ve yasadışı müdahalelerde bulunmaması gerektiği, ailenin bir araya gelmesi ve çocuğun anne-baba ile irtibatının azalmaması, çocuğu etkileyen soruşturma ve kovuşturmada çocuğun temsilcisi aracılığı ile bu sürecin yönetilmesi için asgari çabayı göstermesi gerektiği yer almaktadır.
Azra Şahinkaya
Kaynakça
Şirin, M. C. (2016). Çocuk hukuku ne değildir? Çocuk ve Medeniyet, 2016(1), 49–58.
Sağlam, M., & Aral, N. (2016). Tarihsel süreç içerisinde çocuk ve çocukluk kavramları. Çocuk ve Medeniyet, 2016(2), 43–56. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1335683




Yorumlar