top of page

Rekabet Hukuku ve Rekabet İhlalleri

  • azrashnky
  • 19 Eyl
  • 5 dakikada okunur

Rekabet, ekonomik tanımının haricinde genel itibariyle iki veya daha fazla aktörün belirli bir hedefe ulaşabilmek amacıyla aynı şartlar altında ve adil bir ortamda yarış içinde olmasıdır. İki veya daha fazla aktör birlerinin rakipleridir. Birbirlerine üstünlük kurmak için yarış içinde olan bu rakipler kişi olabileceği gibi şirket, teşebbüs, üretici, sistem veya gruplar da olabilir. Ekonomik anlamda rekabet, iktisadi aktörlerin belli bir alanda birbirlerine üstünlük kurmak amacıyla bir yarış içinde olmalarıdır. Bu üstünlük daha fazla üretim ve satış yaparak diğerinden daha iyi olma hedefi olabileceği gibi daha ileri giderek tekel konumuna gelme hedefi de olabilir.


Rekabet hukuku, iktisadi aktörlerin birbirleri ile rekabet içinde olurken adil, dürüst ve aynı şartlar altında hareket ederek güven ve fayda sağlaması amacıyla getirilen hukuki düzenlemeleri içeren hukuk dalıdır. Rekabet hukukunun varlığı, rekabeti adil hale getirmek, topluma fayda sağlamak ve rekabeti kısıtlayıcı davranışları engellemek bakımından oldukça önemli bir yere sahiptir. Rekabet hukuku, serbest rekabetin korunması amacıyla ekonomik ve sosyal amaçlarla oluşturulmuş kurallardan oluşur. Rekabet kanunları, bireysel menfaatlerden ziyade kamu menfaatini korur ve bu nedenle kamu hukukuna daha yakındır. Fakat asıl inceleme alanı özel hukuk ilişkileridir. Piyasanın işlemesi için gerekli işlemler, özel hukuk işlemleridir. (Dilaver, 2024)


Rekabeti bir yarışma oyunu gibi düşünelim. Bir yarışma oyununda oyuncular adil ve dürüst bir şekilde oyunu sürdürürlerse ve ödül uğruna diğerlerinden daha iyi olmak için kendisini geliştirirse, izleyici için izlemesi oldukça keyif veren bir yarışma haline gelir. Günlük hayatta içinde bizlerin de bulunduğu bu yarış da böyledir. Örneğin bir sektörde A,B ve C markaları  rekabet ortamı içinde ürünlerini daha kaliteli ve daha az maliyet ile üretse, tüketiciye nasıl daha yararlı ürünleri üretebilirim diye düşünerek hareket etse, iyi ve güvenilir pazarlama stratejileri ve teknoloji geliştirse ve bunu adil bir ortam içinde yapsa tüketici olan bizler bu rekabetten oldukça fayda görürüz:


1-     Kaliteli ürün

2-     Ekonomik verimlilik

3-     Adil fiyatlandırma politikası

4-     Teknolojik ilerleme

5-     Yenilikçilik

6-     Tüketiciye geniş ve kaliteli ürün yelpazesi

7-     Adil ve güvenli bir ortam

8-     İyi ve güvenilir pazarlama stratejileri

9-     Tüketici refahının korunması

10- Hukukun üstünlüğü


Sağlıklı, adil ve güvenilir bir rekabetin varlığı tüketiciye daha kaliteli ve çeşitli ürün sunma imkanını arttırır. İktisadi aktörler diğerlerinden daha iyi olma isteği ile teknolojik araçlarını, pazarlama stratejilerini ve yenilikçi tutumlarını geliştirme ihtiyacı ister. Diğerlerinden değil kendilerinden ürün satın alınmasını arzuladıkları için fiyatlandırma politikalarını daha adil bir şekilde yapar ve fiyatlarını diğerine göre daha düşük tutar. Bunların sonucunda güvenilir bir iktisadi ortam oluşur, ekonomik verimlilik artar ve tüketici refahı korunur. Böyle bir ortamın varlığı demek iktisadi aktörlerin sağlıklı bir rekabet yürüttüğünü ve rekabet hukuku kurallarını üstün tutarak hareket ettiğini gösterir.


Rekabet hukukunun sağlıklı bir rekabet ortamı oluştururken yaptığı düzenlemelerden birisi rekabeti sınırlayıcı ve yok edici davranışları engellemektir. Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesi bu tür davranışların neler olduğunu belirtmiştir.


Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar 

Madde 4 – Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.

Bu haller, özellikle şunlardır:

a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,

b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,

c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,

d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,

e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması, 

f) Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi



Teşebbüsler arası anlaşmalar, rakip teşebbüslerin, karşılıklı fayda temin etmek amacıyla ortaya koydukları, aralarındaki rekabeti sınırlama amacı ve/veya etkisini taşıyan, gizli veya açık irade uyuşmalarını veya davranış birlikteliklerini ifade etmektedir. (“Rekabet Kurumu - Temel Kavramlar”) Madde 4 ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda yer alan diğer rekabeti kısıtlayıcı davranışlar şunlardır:


1-     Bazı teşebbüslerin kendi aralarında anlaşma yaparak belirledikleri ürünleri aynı fiyat üzerinden satışa sunmaları

2-     Bazı teşebbüslerin bölgeleri kendi aralarında paylaşarak başka teşebbüslerin o bölgede satış yapmalarını sınırlaması

3-     Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin engellenmesi veya sınırlandırılması

4-     Bazı teşebbüslerin bayilere o alanda sadece kendi ürününü satması konusunda baskı uygulaması aksi takdirde ürün vermeme gibi yaptırımlara tabi tutması

5-     Bazı teşebbüslerin, tüketici bir ürün satın alırken talep etmediği başka bir ürün ile birlikte almasını zorunlu tutması

6-     Bazı üreticilerin ürünlerin stoğunu yaparak arz-talep ve fiyat dengesini değiştirmesi

7-     Birbirlerinin çalışanlarını istihdam etmemeye yönelik anlaşmalar


Bu davranışlar Rekabet hukuku kuralları ile birlikte engellenmeye çalışılır. Bu davranışların altında yatan anlaşmaların varlığı açık değilse, ispat edilememişse bile davranışların uyumlu olup olmadığına ve piyasa dengesine bakılarak karine olarak böyle bir anlaşmanın var olduğu kabul edilebilir. bunun için inandırıcı ve anlaşma bulunduğuna dair kuvvetle muhtemel bir veya birden fazla delilin elde edilmesi gerekmektedir. (uyumlu eylem karinesi)


Bu tür davranışlarla birlikte bir teşebbüsün tekel durumuna gelmesi rekabeti engelleyici ve sınırlayıcı bir durumdur.


bir teşebbüsün kendi iç dinamikleri ile hakim duruma gelmesi olağan bir durumdur. Yasak olan hakim durum değil hakim durumun kötüye kullanılmasıdır. Teşebbüslerin hakim durumlarını kötüye kullanması, rakiplerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz ve dağıtım miktarı gibi parametreleri etkileyebilme gücüdür. Birleşmeler ve devralmalarla hakim duruma gelmek de yasaktır.


Madde 6 – Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka aykırı ve yasaktır.


Çünkü yukarıda belirtmiş olduğum tüm durumlar tüketicinin seçim özgürlüğünü elinden alarak rekabeti ve tüketici refahını sınırlandırmakta veya tamamen ortadan kaldırmaktadır.


ree


Rekabet ihlali rekabet kurulu TEB (Türkiye Eczacılar Birliği) Kararı:

DOSYA KONUSU : “Türk Eczacıları Birliği (TEB)’nin resmi/özel kurum ve kuruluşlara ilaç satışlarında indirim oranını belirleyerek 4. madde anlamında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği iddiası.”

“17.4.2006 tarih, 06-28/346-M sayılı Kurul kararı uyarınca Türk Eczacıları Birliği (TEB) hakkında yürütülen soruşturma ile ilgili olarak düzenlenen rapora, toplanan delillere ve incelenen dosya kapsamına göre;  TEB’in resmi/özel kurum ve kuruluşlara ilaç satışlarında indirim oranını belirlemeye yönelik karar ve 2005-2006 yılı uygulamalarının 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi kapsamında olduğuna OYÇOKLUĞU ile, Bu nedenle TEB’in 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 2. fıkrası uyarınca cezalandırılmasına ve anılan Birliğe 2005 yılı net satışları üzerinden takdiren %1’i oranında olmak üzere 93.891,50 YTL (Doksanüçbinsekizyüzdoksanbir Yeni Türk Lirası elli Yeni Kuruş) para cezası verilmesine OYÇOKLUĞU ile, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında bulunan ve eczacılık mevzuatına dayanmayan eylemlerinden dolayı, rekabetin tesisi ve ihlalden önceki durumun korunmasını teminen yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışların ve ihlale son verilmesi gereğinin, Kanun’un 9. maddesi uyarınca TEB’e bildirilmesine OYÇOKLUĞU ile, Fakülte ve Yücel Eczanelerine ilişkin şikayetlerin reddine OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.” ( rekabet kurulunun 2005-1-84 sayılı dosya nolu,  07-58/674-233 karar sayılı, 10.7.2007 tarihli kararı)


Rekabet kurulu bu ihlallerden dolayı veya genel denetim sırasında denetim yapılmasını engelleyecek, zorlaştıracak davranışların da yapılmasına izin vermemektedir. Yapılması durumunda idari para cezası uygulanmaktadır. Natura Gıda San. ve Tic. AŞ’de (NATURA GIDA) gerçekleştirilen yerinde incelemede, incelemenin başladığı saat 09.47’yi takip eden süreçte Ankara Bölge Yöneticisi tarafından kullanılan bilgisayardan saat 11.45-14.30 aralığında toplam 107 adet e-postanın silindiğinin, Pazarlama Müdürü tarafından kullanılan bilgisayardan dört adet e-postanın yerinde inceleme başladıktan sonra silindiğinin ve İstanbul Avrupa Yerel Satış Kanalı Bölge Yöneticisi tarafından kullanılan bilgisayardan üç adet e-postanın yerinde inceleme başladıktan sonra silindiğinin tespit edilmesi nedeniyle teşebbüs hakkında idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir. Ayrıca, ilgili kararda Kurul tarafından “yerinde inceleme başladıktan sonra bazı teşebbüs çalışanları tarafından e-postaların silinmesi suretiyle yerinde incelemeyi engellediği/zorlaştırdığı ve her ne kadar silinen e-postalar geri getirilse de bu davranışın delil karartmaya yönelik bir eylem olduğu kanaatine varılmıştır.” (Kurulun 08.09.2022 tarihli ve 22-41/599-250 sayılı kararı)

 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2 Post
bottom of page