top of page

Hayvanların Refahı ve Korunması

  • azrashnky
  • 3 Eyl
  • 5 dakikada okunur

Sabahları uyandığımda, ya zaten ülkece zor şeyler yaşadık artık daha ne yaşayabiliriz daha ne görebiliriz düşüncesi ile biraz daha rahat giriyorum sosyal medyaya. Ama artık bu kadarı da olmaz dediğim izlemesi zor görüntülerle karşılaşıyorum. Hayvanlara karşı yapılan şiddet ve zalimlikler de bu videoların bir kısmını oluşturuyor. Sahibinin dışarıda gezdirdiği köpeği kasten ezen sürücü, eşiyle yaşadığı sıkıntıların acısını masum bir kediden çıkaran adam, ineğe, köpeğe tecavüz etmeye çalışanlar ve daha nicesi…


Bu konunun hukuki yönü hakkında bilgi vermek istiyorum ama ondan önce bu konu ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım.

 

“Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile belirlenir.” Mahatma Gandhi

 

Bence biz insanlar, hayvanların da bu dünyanın bir parçası olduğunu kabullenemiyoruz. Düşüncenin temelini de bu kabullenemeyiş oluşturuyor. Konuşamıyor, bir insan gibi çalışıp üretemiyor ve kendi haklarını savunamıyor diye onları gereksiz görüyoruz. Onlar olmasa da olur düşüncesiyle geri plana atıyoruz ve onları sadece laboratuvarlarda denek olarak görüyoruz. Biraz daha farklı açıdan bakabilsek belki problemlerin çoğunu halletmiş olacağız ama biz 21.yüzyılda hala onları cansız bir eşya kategorisinde değerlendiriyoruz. Bu aynı zamanda kendi hukukumuza ve hukukçuluğumuza da bir özeleştiridir. Çünkü daha düne kadar hukuk açısından hayvanlar “mal, eşya” kategorisindeydi ve onlara zarar verdiğinizde mala zarar verme suçunu işlemiş oluyordunuz. Gerçi her ne kadar hayvanların refahı konusunda ilerleme kaydetmişsek de bu durum pek değişmiş değil. Hayvanları koruma kanunu kapsamında onları korumaya çalışıyoruz ama kanun dışında da düşüncemizde ve yaşayış şeklimizde değiştirmemiz gereken şeyler var.


Hayvana karşı şiddet ve onların refahını engelleyecek her türlü suç ve fiillerin engellenmesi için toplumun daha erken yaşlarda bilinçlendirilmesi ve hayvanlara karşı hassas büyütülmesi gerekmektedir. “Psikoloji ve kriminoloji bilimlerinin verilerine göre, hayvanı kasten öldüren, ona işkence ve eziyet eden kişinin gelecekte benzer nitelikteki eylemleri insana gerçekleştirme olasılığı mevcuttur. Dolayısıyla hayvanlara yönelik bu gibi eylemleri gerçekleştiren kişilerin tedavi ve rehabilite edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu tedavi ve rehabilitenin salt hapis veya adli para cezası sağlanması ise mümkün değildir. Bu sebeple mevzuatta, hayvan hakları konusunda eğitim, hayvan derneklerinde veya barınaklarda görev almak, psikolojik destek gibi güvenlik tedbirlerine de ayrıca yer verilmelidir. “Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 5 Sayı 1 - Haziran 2019 (1-24)

ree

Her canlının yaşam için temel hakları vardır. Bizler insan olmanın bir gereği olarak kendi yaşamımızı biraz daha ön planda tutup, kendi yaşamımızı düzenlemek isteriz ve kurallar koyarız. Haklarımız ve ihtiyaçlarımız olduğunu dile getirip bunların korunması için kanun, anayasa, yönetmelik gibi düzenleyiciler meydana getiririz. Çünkü insan yaşamı hayvan yaşamına göre daha gelişmiştir bundan dolayı daha ayrıntılı ve gelişmiş düzenlemeler ister. Bu oldukça doğaldır. Burada asıl doğal olmayan başka canlıların da yaşamı olduğunu düşünmeyip sadece kendi ihtiyaçlarımızı karşılamamızdır. Bir hayvanın da su, gıda malzemesine erişmeye, kötülüklerden korunmaya ve bulunduğu yere göre rahat yaşama hakkı vardır. Bunlar için belki ayrıntılı ve gelişmiş kanunlar yapmamıza çok gerek olmayabilir ama sorumluluklarımızın bilincinde olarak onlara yardım edebiliriz. Veyahut 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu gibi kanunlarla refahlarını destekleyebiliriz.


Şimdi bu kanundan ve hangi hakları nasıl koruma altına aldığından bahsedelim.


5199 SAYILI HAYVANLARI KORUMA KANUNU

Kanunun birinci maddesine göre bu kanunun amacı hayvanların yaşam alanlarını iyileştirmek, refahlarını arttırmak ve kötü muamelelerden onları korumaktır. Bu kanun hükümlerini ihlal ederek hayvanlara kötü muamelelerde bulunan kişilere verilecek cezai yaptırımlar belirtilmiştir. Bu kanunun kabul tarihi 2004’tür. Hayvanların da bizler gibi geçmişi çok eskiye dayanmasına rağmen onların korunması ve refahı ancak 2000’li yılların başında düşünülmüştür.


Kanunun sonraki maddelerinde hayvanların hepsinin eşit olduğu, hepsinin kötü muamelelerden korunması gerektiği, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların sahiplendirilmesinin teşvik edilmesi gerektiği ve nesli tükenmekte olan hayvanların korunması için gerekenlerin yapılması gerektiği temel alınmıştır.


Hayvanlara neslini yok edecek her türlü müdahale yasaklanmıştır. Deneyler konusunda ise, başka seçenek olmaması, hayvanın korunması, zarar görmemesi ve uygun koşullarda yapılması şartı ile izin verilmiştir. Petshop gibi yerlerde kedi ve köpek satışı yasaklanmıştır. Hayvanların başka hayvanlarla dövüştürülmesi yasaklanmıştır. Ancak şiddet içermeyen folklorik gösterilere izin alınması şartı ile müsaade edilmiştir.

ree

Hayvanların refahı ile ilgili hukukumuzda ve toplum bilincinde bazı şeylerin bir nebze olsun iyiye gittiğini söylerken 5199 sayılı hayvanları koruma kanununa 2024 yılının temmuz ayında eklenen madde ile hayvanların ötenazi edilmesine karar verildi. Bu maddeye göre hastalıklı ve saldırgan olan sokak hayvanlarının belediyelerce toplatılıp ötenazi edilebilecek. Buna bazı belediyeler karşı çıktı, bazı belediyeler ise acı bir şekilde kararı uyguladı. Psikolojisi ağır bir şekilde bozulmuş, şizofren bir insan nasıl toplum sağlığı ve güvenliği için tehlikeli ise saldırganlaşmış veya hastalıklı hayvan da toplum için tehlikelidir. Fakat öldürülmesi bir çözüm olmamalıdır. Haberlerde izlediğimiz bazı köpeklerin insanlara saldırması gerçekten üzücü ve tedbir alınması gerekilen bir durumdur ama bunun çözüm yolu tedavi ve rehabilite etmek olmalıdır. Bu noktada belediyelere büyük sorumluluk düşmektedir.


Kanunda yer alan bir diğer önemli mesele hayvana karşı şiddettir. Maalesef toplumumuzda öfkesini, sinirini başka canlılardan, masum hayvanlardan çıkaran insanlar var. Ve tabiki bunun önleyici bir tedbiri ve cezası olmalıdır. Kanunun 14.maddesine göre  Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek, hayvanlara cinsel tacizde bulunmak, zulmetmek ve işkence yapmak, ev hayvanını sokağa terk etmek yasaklanmıştır.


Madde 28 idari para cezaları

(…)

j) 14’üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (e), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına bin beş yüz Türk lirası; (f) ve (1) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına on bir bin Türk lirası; (d) bendine aykırı davrananlara iki bin Türk lirası; (n) bendine aykırı davrananlara hayvan başına altmış bin Türk lirası; (o) bendine aykırı davrananlara hayvan başına elli bin Türk lirası idarî para cezası. 

Verilir.

Madde 28/A  Adli cezalar

2’nci madde kapsamındaki hayvan kesimleri ile 13’üncü maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrasında belirtilen hususlar dışında bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişi altı aydan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hayvanlara cinsel saldırıda bulunan veya tecavüz eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.

14’üncü maddenin birinci fıkrasının (m) bendinde düzenlenen yasağa aykırı davranmak suretiyle bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Maddede düzenlenen suçların birden fazla hayvana karşı aynı anda işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Şeklinde cezalar belirlenmiştir.


Bu hukuki düzenlemeler ve toplumun bilinçlendirilmesi ile birlikte yapılması gereken bir diğer önemli şey DENETİM dir. Daha önceki zamanlarda gördük ki belediyeye ait havyan bakımevlerinde maalesef üzücü olaylar yaşandı. Örneğin Kasım 2022’de Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bir görevlinin elindeki kürekle bir köpeğe vurarak öldürdüğü görüntüler büyük topladı. 2021 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesine ait hayvan bakımevinde hayvanlar kafeslerin içinde aç ve susuz halde bulundu. Bu gibi olaylar bize denetimin yetersiz olduğunu ve belediyeye ait bakımevlerindeki koşulların iyileştirilmesi gerektiğini gösteriyor.





Azra Şahinkaya






kaynakça


1-     Yenilikçi hukukçular topluluğu şiddetle mücadele komisyonu ön raporu

 

2-     5199 sayılı hayvanları koruma kanunu

 

4-     İNCİ, Z.Ö. (2019).  Güncel Gelişmeler Işığında Türkiye’de Hayvanların ceza Hukuku Bakımından korunması. Hukuk Fakültesi Dergisi. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/810592 

 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2 Post
bottom of page