top of page

Boşanma Davasının Duruşmalarına Taraflardan Biri Gelmezse?

  • azrashnky
  • 15 Eyl
  • 4 dakikada okunur

 

Evlenme, iki tarafın hayatı ortak sürdürmek istediklerini beyan ettiği ve hukuki sonuçlar doğuran medeni hukuk alanında sözleşmedir. Evlilik süreci eşlerin her ikisinin de sorumluluklarının olduğu bir süreçtir. Eşlerden birisinin veya her ikisinin de sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediği zamanlarda evlilik içerisinde sıkıntılar meydana gelmeye başlar, daha da ilerlemesi durumunda evlilik birliği temelden sarsılır. Bundan dolayı eşler evlilik birliğini sonlandırmak isteyebilirler. Bu sürece ise boşanma denir.


Boşanma süreci eşler için kolay geçebilirken uzun ve yorucu da geçebilir. Eşler nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi konularda kendi aralarında ortak kanaate vararak anlaşmalı bir şekilde tek celsede boşanabilirler. Veya bu konular üzerinde ortak kanaate varamayıp mahkeme salonunda savunmalarına dile getirerek çekişmeli boşanabilirler.


Evlilik sürecinde olduğu gibi eşler boşanma aşamasında da kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmek zorundadır Duruşma öncesi mahkeme tarafından eşlere davetiye gönderilerek duruşma yeri ve saati bildirilir. Tarafların duruşmaya katılmak, boşanma sürecini takip etmek, kendi veya avukatı aracılığı ile belirtilen süreler içinde dilekçelerini vermek, savunma yapmak ve eğer evlilik birliği içinde doğan çocuk veya çocuklar varsa onların üstün yararını düşünerek hareket etmek gibi sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar eksik veya hiç yerine getirilmezse, yargılama süreci uzar, mahkemenin üzerinde daha fazla yük oluşturur ve sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi engellenir.


ree

PEKİ TARAFLARDAN BİRİ OLARAK EĞER DURUŞMALARIN HİÇBİRİNE KATILMAZSAM BUNUN SONUÇLARI NE OLUR?

 

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu

Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması

MADDE 150-

(2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.

 

Çekişmeli Boşanma:

Bu boşanma türünde taraflardan biri duruşmaya gelmez ise hakim tarafından yeniden duruşma tarihi belirlenerek duruşma ertelenebilir. Eğer taraflardan biri duruşmalara katılım sağlamıyorsa ve ondan dolayı süreç uzuyorsa o tarafın yokluğunda devam edilebilir. Bu durumda gelmeyen taraf savunma yapamayacağı için haklılığını ispat edemeyecektir ve dezavantajlı duruma düşecektir. Hakim gelen tarafın sunduğu ve mahkeme tarafından elde edilen delillerle ve mevcut olan savunmalar ile karar verir. Karar verilmesi gereken konular gelmeyen taraf aleyhine sonuçlanabilir. Hakim boşanma talebinin kabulüne karar verebilir, velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi konularda gelen taraf lehine hükmedebilir.


Yani çekişmeli boşanma davasında gelmeyen tarafın duruşmalara katılım göstermemesi hem sürecin sağlıklı işlemesine engel olacaktır hem de hakim tarafından boşanma sürecinde karar verilmesi gereken konularda gelmeyen tarafın aleyhine hüküm verilebilecektir.


Anlaşmalı boşanma:

Anlaşmalı boşanma davaları tek celse şeklinde yapılan davalardır. taraflardan biri duruşmaya gelmezse hakim yeniden duruşma tarihi vererek duruşmayı erteleyebilir.


Eğer anlaşmalı olarak açılan bir boşanma davasının duruşmasına taraflardan biri gelmezse bu mahkemenin vereceği kararı etkilemez, mahkeme gelmeyen tarafın yokluğunda da karar alabilir. Bu durum velayet, mal paylaşımı ve nafaka gibi konulardaki kararı etkileyerek gelmeyen taraf aleyhine sonuç doğurabilir.


Farklı bir ihtimalde ise, anlaşmalı boşanma davasında duruşmaya gelen tarafın bu tutumunun “boşanmak istiyorum” olarak algılanması ve karşı tarafın duruşmaya gelmeyerek “boşanmak istemiyorum” olarak algılanması sonucu anlaşmalı boşanma çekişmeli boşanma davasına dönebilir. Süreç daha uzun ve yorucu bir hale gelebilir.


yargıtayın gelmeyen tarafın yokluğunda karar verilebileceğine ilişkin 2017 tarihli kararı:

"6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150/2. maddesinde "Usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse gelen tarafın talebi üzerine yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırır hükmü yer almıştır. Bu maddede HMK 186/1 maddesine atıf yapılmadığı gibi, usulüne uygun ihtara rağmen gelmeyen tarafın yokluğunda karar verileceğinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinin istisnası olduğu da belirtilmemiştir. Mahkemece davacı erkeğin mazeretsiz olarak hazır bulunmadığı sözlü yargılama celsesinde hazır bulunan davalı tarafa yargılamaya davacı tarafın yokluğunda devam edip etmeyeceği hususu sorulup; devam etmek istediği takdirde davaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesine, istemediği takdirde ise 6100 sayılı HMK 150. maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken açık yasa hükmüne aykırı olacak şekilde hazır bulunan davalıya, davacı tarafın yokluğunda davayı takip edip etmeyeceği hususu sorulmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." ( 2016/8333 E., 2017/9885 K., Yargıtay 2. hukuk dairesi)



Peki mahkemenin davaya devam etmesi gelmeyen taraf açısından bir hak ihlali olarak nitelendirilebilir mi?


Hmk.m.150 gerekçesinde şu şekilde bir ifade yer almaktadır: “Maddenin ikinci fıkrasında, bir tarafın gelmemesi hâlinde yapılacak işleme açıklık getirilmiştir. Esasen gelmeyen tarafa “Tarafların duruşmaya daveti” başlıklı 152 ve “Ön inceleme oturumuna davet” başlıklı 144 üncü maddelerde belirtildiği gibi, taraflara, sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmemesi ve gelen tarafın yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, gelmeyenin muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirilebileceği hususlarına, davetiyede işaret etmek gerekir.”


Dolayısıyla davetiyede taraflara yokluğunda da işlemlere devam edilebileceği ve yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği en baştan belirtilmiştir. Ki yukarıda açıklamış olduğum üzere yargılamanın sağlıklı işlemesi ve düzenin aksamaması için tarafların mahkemede de sorumlulukları mevcuttur.

ree

Birey-kamu düzeni dengesi kurduğumuzda, hem bireyin hakkının ihlal edilmemesi hem de mahkemenin işleyişinin bozulmaması gerekir. Bundan dolayı kanun hükmü taraflara mazeretsiz duruşmalara katılmama durumunda hakimin takdiri ile yokluğunda yargılama devam edilmesini öngörmüştür. Eğer geçerli bir mazereti olursa ve durumu bildirirse duruşmanın ertelenmesi, dilekçe süresinin uzatılması vb. kolaylıklar sağlanabilir. Hem davetiyede ve kanun hükmünde açıkça belirtildiğinden hem yargılamanın sağlıklı bir şekilde işleyerek karşı tarafın hakkının zedelenmemesi ve mahkeme işleyişinin bozulmaması gerektiğinden yokluğunda yargılamaya devam edilmesini bir hak ihlali olarak görmemekteyim. Sonuç olarak bizler kendi hakkımız, karşı tarafın hakkı ve sağlıklı, düzenli bir işleyiş bakımından sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız.


Fakat yukarıda bahsettiğim yargıtay kararında gelmeyen tarafın yokluğunda karar verilebileceği ve gelmeyen tarafın bu karara itiraz edemeyeceği hususuna ilişkin bir karşı oy mevcuttur:

KARŞI OY YAZISI: Davacı eşe sözlü yargılama için çıkarılan davetiyede "belirlenen gün ve saatte mahkemede HAZIR BULUNMADIKLARI takdirde YOKLUKLARINDA HÜKÜM VERİLECEĞİNİ" söyleyip diğer yandan davacının hakimin bu sözüne GÜVENEREK gelmediğinde yokluğunda hüküm vermeyerek (HMK m. 186/1) dosyasının işlemden kaldırılmasına SÜRPRİZ KARAR vermek suretiyle davacıyı hakim eliyle yanıltmak hukuki dinlenilme hakkının ağır ihlali sonucunu doğurur.( 2016/8333 E., 2017/9885 K., Yargıtay 2. hukuk dairesi)




Azra Şahinkaya






kaynakça














 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2 Post
bottom of page